hd film izle film izle demirdöküm demirdöküm servis bosch servis vaillant servis eca servis ariston servis
 

BEDESTEN

Bedestenler, Kervansaraylar, Hanlar, Çarşılar, Köprüler, Ticarî ve Sosyal Yapılar, Ticaret Tarihi...

  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size
Anasayfa Osmanlı'da Ticaret 16 YY’da Osmanlı – Holanda Finansal Münasebetleri

16 YY’da Osmanlı – Holanda Finansal Münasebetleri

E-mail Print

16 YY’da Osmanlı – Holanda Finansal Münasebetleri 

Hollandalılar ticaretten sağladıkları sermaye birikimleri nedeniyle 17. yy.'dan itibaren bir çok devlete borç vermekteydiler. Avusturya İmparatoru, Saksonya Elektörü, Bavyera Elektörü, Danimarka Kralı, İsveç Kralı, Rus Çariçesi, Fransa Kralı, hatta Hollanda'nın rakibi Hamburg kenti ve nihayet Amerikalı âsiler Hollandalı sermayedarların müşterilerindendi.(1)

Fernand Braudel Hollanda'nın bu yıllarda finans alanında bulunduğu noktayı şu cümlelerle ifade etmektedir; "Mucize Amsterdam'da konumlanmıştır. Kredinin çeşitli kağıtları burada muazzam, alışılmamış bir yere sahiptir. Avrupa'daki mal trafiğinin tümü, sanki uzaktan komuta ediliyormuş, kredi ve iskontonun canlı hareketleri tarafından çekiliyormuş gibidir. Ama tıpkı Cenova'da da olduğu gibi, eksen üstünlüğünü yüzyılın sonuna kadar sürdüremeyecektir. Hollanda Bankası, paradan rahatsız olarak Avrupa devletlerine borç vermenin sinsi çarkları içine yuvarlanmıştır. Fran-sa'nın 1789'daki iflası, Hollanda'nın dakik saati için felâketli bir darbe olmuştur". Braudel eklemektedir; "1750'lerin Hollanda'sında borç almanın, günümüzdekinden daha kolay olduğunu söyleyelim".(2) Bu nedenle olmalıdır ki Osmanlı devleti Avusturya ve Rusya'ya karşı 1787-1791 yılları boyunca yapmış olduğu savaşların ta başında düşmüş olduğu mali sıkıntıya çare ararken Hollanda'dan borç almayı düşünmüş, fakat borçlanma usûlündeki anlaşmazlılar yüzünden borçlanma gerçekleşememiştir.

1787'de neredeyse boş bir hazine ile savaşa başlayan Osmanlı devlet adamları büyük meblağlar tutan savaş masrafları nedeniyle artan hazine ihtiyaçlarını karşılamanın bir yolunu bulmak için birçok toplantı yapmış fakat bunlardan bir sonuç alınamamıştı. Yine bu mesele için kethüda bey'in dairesinde bazı devlet adamları ile bir görüşme yapılmış ve burada dışarıdan borçlanma gündeme gelmişti.(3) Ancak mesele gizli tutulmak zorundaydı. Çünkü mâlî sıkıntıyı düşmanların öğrenmesi Osmanlı devletini daha zor durumda bırakabilirdi. Sonuçta mesele kaymakam tarafından Padişah'a arz olundu. Padişah sâdır olan hattı hümâyûnda konunun öncelikle Şeyhülislam'la görüşülmesini emrediyordu(4) çünkü Osmanlı Devletinde dışardan borç alınması daha önce benzeri görülmemiş bir olaydı. Bunun üzerine Kaymakam Mustafa Paşa kıyafet değiştirip Şeyhülislam bulunan Mehmet Kamil Efendi'nin konağına giderek yabancı devletlerden borç alma konusunda fikrini sordu. Şeyhülislam yabancı bir ülkeden borçlanmanın mek-ruh olduğunu ancak kerahatine rağmen bunun mevcut şartlar altında yapılması gerektiğini bildirmesi(5) üzerine Hollanda'dan borç alınması tasarlandı ve Hollanda elçisiyle konu ile ilgili görüşmelere girişildi.

Kasım 1788'de Kaymakam Meşalecizâde Mustafa Paşa tarafından padişah'a sunulan arz tezkiresinde ordunun masrafları için 12.000 keseye ihtiyaç duyulduğu bunun yanında yaklaşan bahar mevsimi nedeniyle denize çıkacak donanmanın hazırlıkarı için de bir miktar para gerektiği ve böylece ihtiyaç duyulan para miktarının yaklaşık 25.000 kese olduğu belirtiliyor ve Reisül Küttâb'ın paranın temini için Hollanda elçisiyle yapmış olduğu görüşmeden bahisle Elçi'nin Reis Efendi'ye ne kadar paraya ihtiyaç duyulduğu, ne kadar faiz teklif edildiği, anamal ve faize karşılık olarak gösterilecek teminatı ve geri ödemenin ne zaman yapılacağını sorduğu bildiriliyordu. Tezkireden anlaşıldığı kadarıyla Reis Efendi 15.000 keseye ihtiyaç duyulduğunu ve faiz oranının Elçi tarafından bildirilmesinin daha uygun olacağını söyleyip, sorulan diğer soruların ise sonradan cevaplandırılacağını bildirmişti.(6)

Yapılan görüşmenin ardından (takriben Aralık 1788'de) Osmanlı hükümeti Hollanda Elçisi'ne bir ödeme planı takdim etmişti. Plana göre paranın alındığı tarihten itibaren üç sene boyunca faiz ödenmesi, üç senenin sonunda, belirlenen 8 Osmanlı iskelesinin her birinden senede rayiç fiyat üzerinden altışar bin İstanbûli kîle buğday, yıllık 900 keseden fazla tutan Yenişehir cizyesi, her yıl Selanik, Siroz, Yenişehir ve İzmir iskelelerinden rayiç fiyat üzerinden bir miktar pamuk ve Selanik'ten yün verilerek ödemenin taksit taksit yapılması öngörülmekteydi.(17)

Kaimmakam Paşa'nın 23 Ocak 1789'da Padişah'a arz etmiş olduğu tezkireye ek olarak sunulan Hollanda elçisinin takririnin tercümesinde elçi borçlanma meselesiyle alâkalı olarak gerekli kişilerle yazışmaya giriştiğini fakat benzer bir uygulama iki ülke arasında şimdiye kadar gerçekleşmediğini, iki ülkenin birbirine uzak ve paraları rayiçlerinin de farklı olduğunu, bu sebeplerle birçok zorluklar arzeden konunun olumsuz neticelenmesi halinde kendisinin suçlanmamasını, çünkü esasen böyle bir işe yetkili olmadığını, ancak yinede ilgilileri teşvik edeceğini belirtiyor ve Osmanlı hükûmetince kendisine verilen ödeme planı hakkında şunları söylüyordu; Osmanlı ülkesinde üretilen pamuk ve yün genellikle mütegallibenin iltizamında olduğundan bunların borca mukabil Hollandalı tüccarları malın kötüsünü kendi istedikleri fiyattan almaya zorlayabileceklerinden ve borca mukabil buğday verilmesininde esasen daha kârlı oluğu halde önceki senelerde Hollandalı tüccara buğday diye arpa ve samanla karıştırılmış çürük buğday verildiğinden ödeme sisteminin daha detaylı bir şekilde kararlaştırılması gerektiğini bildirmekteydi. Bunun yanında söz edilen cizye gelirinin faize yeterli olduğunu ve bunun her sene periyodik olarak ödenmesi gerektiğini, anamala karşılık gösterilen ödemelerin de yeterli gözüktüğünü ancak söz konusu malların alınmasında çıkarılacak muhtemel zorluklara karşı, kendilerine böyle bir durumda şikayetlerinin dikkate alınacağı konusunda teminat verilmesi gerektiği ve tüccarlar faize tekabül eden para miktarına karşılık mal almak istediklerinde diğer ülkelerin tüccarına tercih edilmeleri gerektiği belirtilmekteydi.(8)

Bu arada Osmanlı hükümeti başka arayışlara da girmeye başlamış, Fas, Tunus ve Prusya aracılığı ile Ceneviz'den borç teminine çalışmıştı.(9)

14 Mayıs 1789'da Kaimmakam Paşa'nın arz tezkiresine ek olarak padişaha sunulan Hollanda elçisinin takririnden anlaşıldığı kadarıyla Elçi, ödeme planını aldıktan sonra hükümetiyle konu hakkında yazışmış ve Hollanda hükümeti de şimdiye kadar yabancı ülkelere tüccarlar tarafından borç verildiğinde buna göz yumulduğunu ve bu tür işlerin böylece tüccarlar tarafından organize edildiğini, Osmanlı hükümeti de herhangi bir tüccarla bu işe giriştiği takdirde Hollanda hükümetinin bu teşebbüsü elaltından destekleyeceğini bildirmişti. Elçi takririnde hüküme-tinden böyle bir cevabı beklediğinden ödeme planını aldıktan sonra üç defa, tanıdığı tüccarlara konu hakkında teşvik edici mahiyette yazılar yazdığını, bunların cevabını beklemekte olduğunu ve gelişmelerden Osmanlı hükümetini haberdar edeceğini bildirmekteydi.(10)

Hollanda ile yapılan görüşmelerin uzaması üzerine Osmanlı hükümeti bu sefer İspanya'ya konuyu açtı fakat İspanya borç para vermenin tarafsızlığa aykırı olacağını iddia ederek bu müracaatı geri çevirdi ve arabuluculuk teklifinde bulundu.(11)

Anlaşılan odur ki Hollanda elçisinin ülkesinden beklediği cevap ancak Nisan 1790'da eline ulaşmıştı. Nitekim 28 Nisan 1790'da Hollanda elçisi ile Reis Efendi bir resmi görüşme yapmış ve borçlanma konusu ile bazı siyasî konuları müzakere etmişlerdi.(12)

Yapılan görüşmede öncelikle borçlanma konusu ele alınmış ve elçi borçlanma şartlarını ve usûlünü anlatmıştı. Buna göre; borçlanılacak miktarın karşılığında verilecek senedin yanısıra alınan paraya eşit değerde rehin (tercihen mücevher) verilecektir. Verilecek rehin bir Hollanda gemisiyle sigortalanarak Hollanda'ya gönderilecektir. Sigorta masrafları Osmanlı Devleti tarafından karşılanacak ve herhangi bir kaza vukû'unda zarar Osmanlı hükümetine ödenecektir. Borçalanma Osmanlı ülkesindeki veya Hollanda'daki tüccarlar marifetiyle gerçekleştirilecektir. Yani Osmanlı hükümeti tüccarlardan birine "temessük" verecek o da diğer tüccarlara "temessük" vermek sûretiyle parayı toplayacak ve Osmanlı Hükümetine teslim edecektir. Paranın Osmanlı Ülkesine getirilmesinin masrafı da Osmanlı hükümetince karşılanacaktır. Faizin ödenmesi esnasında sigorta masrafı olmamakla birlikte Florin'le(13) Osmanlı akçesi arasında vezin ve ayardan kaynaklanacak fark da Osmanlı hükümeti tarafından karşılanacaktır. Bunların yanısıra kendisine "temessük" verilen tüccarın istihdam edeceği vekil ve simsarların masrafları da Osmanlı Hükümeti tarafından karşılanacaktır.

Elçi ayrıca Osmanlı yetkililerinin kendisine evvelce borcu beş yıl sonra ödeyeceklerini bildirme-lerine rağmen kendisinin bu süreyi Hollanda'ya on yıl olarak bildirdiğini ve karşı tarafında bunu uygun gördü-ğünü, ancak on yıl sonra kendisi aynı görevde bulu-nacak olursa sürenin uzatılmasına gayret göste-receğini ve rehin konusuna karar verildiği takdirde bu süreyi savaş bitiminden itibaren başlatmaya çalışacağını da ilave etmekteydi. Elçi ayrıca faiz ödemelerinde kesinlikle bir aksama olmaması gerktiğini ve bunlar kabul edildiği takdirde borçlanma miktarını 20-30 bin keseye kadar çıkarabileceğini vurgulamaktaydı. Söz sırası Reis Efendi'ye geldiğinde Reis Efendi, borçlanma konusunu Padişah'ın haberi olmaksızın kendisinin gündeme getirdiğini bunun da sebebinin zaruret değil ordunun muhtemel ihtiyaçları için el altında hazır para bulundurmak düşüncesi olduğunu, ancak elçinin ileri sürdüğü şartlardaki zorluklar giderildiği takdirde yinede bir miktar borç alınmasının düşünülebileceğini ifade ettikten sonra borca karşılık rehin verilmesi şartının ve borcun Hollanda hükümeti tarafından değilde herhangi bir tüccar tarafından verilmesinin meseleyi zorlaştırdığını, çünkü Osmanlı hükümetinin herhangi bir tüccarın ismine "temessük" vermesinin devletin izzetiyle bağdaşmayacağını söylemişti. Osmanlı hükümeti tüccardan borç alacak olsaydı bunu kendi ülkesindeki tüccarlardan sağlayabileceğini, hatta savaş başlamadan önce Ingiliz elçisinin rehin şartı da olmaksızın Osmanlı hükümetine Ingiliz tüccarlardan borç bulabileceğini belirtmesine rağmen devletin şanına yakışmayacağı düşüncesiyle bu teklifin reddedildiğini belirten Reis Efendi meselenin Osmanlı hükümetini tüccarla muhatap kılmadan Hollanda hükümeti tarafından halledilmesi gerektiğini söylemişti. Reis Efendi bununla birlikte konuyu bu şekliyle Padişah'a ileteceğini ve onun görüşünü alacağını da belirttikten sonra Elçi şimdiye kadar Hollanda'dan borç alan bütün ülkelere aynı şartlarla borç verildiğini söylemiş ve ardından Osmanlı Devleti'nin Prusya ile kurmuş olduğu ittifak(14) Reis Efendi tarafından Hollanda elçisine resmen bildirilerek konu hakkında elçinin görüşü sorulmuştu.

Bütün bu görüşmeler ve yazışmalara rağmen muhtemelen Reis Efendi'nin ifade ettiği nedenlerle borçlanma gerçekleşmemiştir.(15) Ancak buna rağmen Felemenk Ahid-nâme Defteri'nden anlaşıldığı kadarıyla 18.y.y. boyunca bol miktada Hol-landa kaynaklı sermaye gerek ticarî kredi olarak ve gerekse nakit alınmak suretiyle Osmanlı tüccarları ve memurları tarafından kullanılmaktaydı.(16)

Kaynakların incelenmesinden anlaşılmaktadır ki Hollanda gemileri Osmanlı ülkesine gelişlerinde beraberlerinde yüklü miktarlarda nakit para da getirmekteydiler.(17) Ancak bunların içerisinde Osmanlı ülkesinde oldukça itibarlı bir konumda bulunan ve esedî ğuruş olarak isimlendirilen paranın nekadar yer tuttuğu hakkında net bilgilere sahip bulunmamaktayız.(18) Esedî ğuruş "üzerinde arslan resmi bulunan Felemenk parasına verilen isimdir. Bunlara Türkçe olarak "Arslanî" de denilmektedir".(19) Esedî ğuruş esasen Hollanda parası olmakla birlikte Doğu'da çok rağbet görmelerinden dolayı İngiltere'nin de içinde bulunduğu bir çok devlet tarafından taklit edilmişti. Her ne kadar II. Süleyman tahta oturduktan (1687) sonra bu kuruşları esas alarak fakat üzerinde arslan resmi olmaksızın Türk kuruşlarını bastırmış ise de esedî ğuruş adı altında bir paranın basılması ancak 1701'de gerçekleşmiştir. Esedî ğuruş Mart 1702'de 120,(20) 1717'de yine 120,(21) 1721'de 144,(22) 1731'de de yine 144(23) Akçe'den işlem görmekteydi. 

___________________

(1) F. Braudel, Maddi Uygarlık Ekonomi Ve Kapitalizm XV-XVIII. Yüzyıllar, 3, çev. M.A.Kılıçbay, Ankara 1993, s., 208.

(2) A.g.e., II, 348.

(4)Ahmed Cevdet Paşa, Târih-i Cevdet, IV., sad. Dündar Günday, Istanbul 1973, s. 217

(4) A.g.e., 218-219.

(5) A.g.e., 1973, 219; Abdurrahman Şeref, "Ecânibden İlk İstikraz Teşebbüsümüze Âid Birkaç Vesîka", Târih-i Osmâni Encümeni Mecmuası 30 (1330), s., 327-328.

(6) Abdurrahman Şeref, A.g.e., 322-323.

(7) A.g.e., 326-327.

(8) A.g.e., 330-331.

(9) A.g.e, 333-335.

(10) A.g.e, 334-335.

(11) A.g.e., 336-337; A. Cevdet Paşa, A.g.e., 408.

(12) B.O.A. Hatt-ı Hümâyûn: 15151-A

(13) Belgede Florin ile ilgili şu bilgiler verilmektedir;"Filorin ta'bîr olunan sikke Ğuruş nev'inden ve gümüşü dahî hâlis olup dâimâ bir vezin ve bir ayardadır lâkin zikr olunan Filorin kâh kırk paraya ve kâh otuzsekiz ve dahî bir iki para aşağı râyiç olur bunun sebebi dahî Felemenkli'nin dâimâ ticâret ile iştigallerine binâen poliçenin kesreti ve nukûdun kılleti olduğu esnâda her bir Filorin kırkar paraya râyiç olur, nakde beynettüccâr si'a geldikte bir ve ikişer ve dörder beşer para vakit vakit tenezzül kabûl eder"

(14) Bkz. I.H.Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, IV/II, Ankara 1988, s., 236.

(15) A.g.e., IV/I, 600.

(16) B.O.A. Düvel-i Ecnebiye Defterleri Felemenk Ahidnâme Defteri 22/1 Hük No::459, 463, 467, 472, 478, 506, 520, 678, 736, 737, 740, 743, 766, 1143, 1132, 1808, 2088.

(17) J.G. Nanninga, Bronnen Tot De Geschiedenis Van Den Levantschen Handel, III, 'S-Gravenhage 1952, s. 641-643, 764-773, 774-777; J.G. Nanninga, Bronnen Tot De Geschiedenis Van Den Levantschen Handel, IV/II, 'S-Gravenhage 1966, s. 1468-1513,

(18) Eğer Hollanda kuruşları Fernand Braudel'in ifade ettiği gibi (F. Braudel, Maddi Uygarlık Ekonomi Ve Kapitalizm XV-XVIII. Yüzyıllar, 1, ç

ev. M.A.Kılıçbay, Ankara 1993, s. 409.) hayali bir para ise bunun fazla bir miktar olmaması gerekir.

(19) M.Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri sözlüğü, Istanbul 1993, s. 551

(20) B.O.A. Düvel-i Ecnebiye Defterleri Felemenk Ahidnâme Defteri 22/1 Hük No:510

(21) H.Sahillioğlu, Esedî, Islam Ansiklopedisi, 11. c., (I

stanbul 1995), s. 369

(22) B.S. Baykal, "Osmanlı İmparatorluğunda XVII. Ve XVIII Yüzyıllar Boyunca Para Düzeni İle İlgili Belgeler", Belgeler, IV/7-8 (1976), s. 62.

(23) A.g.e., 64.

Kadızede Abdullah
http://www.akademi.nl/sayi11/tarih.htm

 


nakliyat evden eve nakliyat evden eve nakliyat gebze evden eve nakliyat